Kanal İstanbul Türkiye'yi zengin edecek!

Türkiye, Montrö Anlaşması'ndaki kısıtlamalar nedeniyle 28 yılda İstanbul Boğazı'ndan geçen gemilerden elde edeceği 10 milyar dolar gelirden mahrum kaldı. Kanal İstanbul projesi tamamlandığında, Montrö by-pas olacağı için kasamıza yılda 8 milyar dolar girecek.



Çılgın proje, 'Kanal İstanbul' tamamlandığında, dünyanın en önemli ticari su yollarından biri Süveyş kanalından daha fazla kazanacak. Günlük 160 geminin geçiş yapması beklenen Kanal İstanbul projesi Montrö'ye tabi olmayacağı için Süveyş Kanalı gibi ton başına ortalama 5.5 dolardan fiyatlanabilecek. Süveyş'ten en fazla 150 dwt'lik gemiler geçebilirken Kanal İstanbul 300 bin tonluk gemiler için uygun olacak.

GELİRLERDE ARTIŞ

Süveyş kanalından geçen gemilerden ton başına alınan ücret 2 ila 12 dolar arasında değişirken, İstanbul Boğaz'ından geçişlerde 16 ile 33 dolar/kuruş alınıyor. İstanbul Boğazı'ndan 25 kat daha fazla kazanan Mısır, Süveyş kanalından 2012 yılında 5.3 milyar dolar gelir sağlarken, gemi sayısı ve elde edilen gelir hesabına göre Süveyş'ten ton başına 5,5 dolar kazanıyor. 193 kilometre uzunluğa sahip Süveyş kanalı ile kıyaslandığında 47 kilometre olacak Çılgın Proje tam kapasite ile çalışması durumunda yılda 8 milyar dolarlık getiri sağlaması bekleniyor.

300 BİN TONLUK DEVLER GEÇECEK

Derinliği 25 metre genişliği ise 150 metre olacak Kanal İstanbul'un bitirilmesiyle, İstanbul Boğazı'ndan bugün 260 bin ton dwt ile sınırlı olan gemi geçişi, 300 bin ton dwt'a ulaşacak. Süveyş Kanalından günde 106 gemi geçerken, Kanal İstanbul'dan günde yaklaşık 160 geminin geçeceği tahmin ediliyor. İstanbul boğazından günde ortalama 140 gemi geçtiği düşünülürse, yeni deniz yolu sağlayacağı imkanlarla, gemi trafiğini de artıracak. Kanalın tamamlanmasıyla 1.4 milyar dolar olan bekleme maliyetinde ciddi bir azalma görülecek.

5.5 MİLYAR DOLARLIK PROJE

Maliyeti 5.5 milyar dolar olan 'Çılgın Proje' hesapanan yıllık getirisi ise 1 yıl içinde kendini finanse etmiş olacak. İstanbul'un kuzeyinde gerçekleşecek proje Durusu, Yassıören ve Kavaklı'dan geçecek, 47 kilometrelik kanal hattıyla, Karadeniz, Marmara denizi'ne bağlanacak. Üzerinde 7 köprünün inşa edileceği kanalın genişliği 150 metre, derinliği ise 25 metre olacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kanal İstanbul'la ilgili 'Süveyşi sollayacak proje' diyerek verdiği önemi dile getirmişti. Erdoğan Kanal İstanbul'un 42 kilometre uzunluğu ve çevre düzenlemesi ile dikkat çekeceğini dile getirerek, 'Bunu yaparken altın gerdan olan boğazımızı 200 bin tonluk dev tankerlerin geçişinden kurtaracağız' demişti.

Hakkımızın 16'da 1'ini alıyoruz

Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın 'Gerekirse Montrö'den kaynaklanan Altın-Frank'la boğaz geçiş ücretlerini artırabiliriz' çıkışı ile yeniden tartışılan Türk Boğazları'nda gelir kaybının son 28 yılda 10 milyar dolar olduğu belirlendi. Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nden kaynaklanan bir maddeyle Altın-Frank kuru üzerinden gemilerden net tonuna göre bir para tahsilatı yapıyordu. 1982 yılında geçiş ücretlerini 10 katına çıkaran Türkiye, SSCB'nin resti üzerine gemi geçişlerinden alınan ücretleri yüzde 75,2 oranında indirime gitmek zorunda kalmış ve ciddi bir gelir kaybı yaşamıştı.

Jeopolitik bir vizyon

Kanal İstanbul aynı zamanda, yeni bir uluslararası su yolu olması bakımından, bölgede kartları Türkiye lehine yeniden dağıtacak. Marmaray, Kars-Tiflis-Bakü demiryolu gibi projelerin tamamlanmasıyla Türkiye, Londrayı, Çin'e bağlamış olacak. Dış ticarette mallar demiryolları vasıtasıyla ülkemize daha kolay ulaşacağı gibi Kanal İstanbul sayesinde lojistik şirketleri bekleme maliyetlerinden kurtulacak. Enerji nakil hatları konusunda ülkeler arası rekabet düşünüldüğünde Türkiye önemli bir jeo-ekonomik koz elde edecek. Kanal İstanbul aynı zamanda yeni demiryolu ve karayolu projeleriyle alternatif ticaret güzergahlarına bağlanacak.

Ticaretin yüzde 75'i denizlerden

1950 yılında 500 milyon ton olan dünya deniz ticaret hacmi 2013 yılında 18 kat artarak 9 milyar tona ulaştı. ISL, Shipping Statistics and Market Review verilerine göre, hacim olarak dünya ticaretinin yüzde 75'i denizyoluyla, yüzde 16'sı demiryolu ve karayoluyla, yüzde 9'u boru hattı ve yüzde 0,3'ü havayoluyla yapılıyor.